Kars'a Selam Söyle

Haluk Harun Duman
Kars’a Selam Söyle (Anılar 1960-1985)
İstanbul: Duyap Medya-Yayıncılık, 2024, 384 s. (Anı)
ISBN: 978-975-8493-13-5,
Stok adedi: 500
Okuyacağınız kitap akademisyen-araştırmacı-yazar Harun Duman’ın 1960-1985 yıllaraı arasında Kars’ta geçen anılarını konu etmektedir. Kars, Türkiye’nin doğusunda yer alan tarihi bir şehirdir. Üç kez Ruslar tarafından işgal edilen Kars, mimarisi, sosyo-kültürel hayatı bakımından Kafkasların önemli merkezlerinden biridir. Anadolu ve Trans Kafkasya arasında bir köprü olan şehrin yakın dönem tarihini kişisel anılar içinde bulmak mümkündür.
Yazarın ailesi 1955 yılında ailem Erzurum’a göç etmesine rağmen hemen her yıl Kars’a birkaç kez gidip uzun süre kalır. İşte bu kitapta çocukluktan başlayıp gençlik dönemine kadar geçen yıllarda hafızasında kalan ve tuttuğu notlardan oluşan anılarla şehri anlatrır. Yazr eserin ösözünde şöyle demenktedir: “Çocukluk ve gençlik günlerinden kalan Kars’la ilgili anılarım bir hayli zengin ve renklidir. Bu anıların kaybolmasına gönlüm razı olmadı ve karınca kararınca sizlere sunmak istedim. 1960-1985 yılları arasında anlattıklarım dışında Kars’ın zengin ve engin bir geçmişi olduğu muhakkaktır. Ancak benim gözüme çarpan ve hafızalarımda yer edinen Kars’ı sizlerle paylaşacağım.
Çocukluk günlerinde sabah erken saatlerde anneannemlerin Kaleiçin’ndeki evlerinin terasına çıkıp Kars’ın güne hazırlanmasını izlemek bambaşka bir zevkti. Toprak damlı bacalarda tüten dumanlar, ahırlardan çıkıp nahıra katılan ineklerin telaşlı toplanmaları, sabah havasıyla insanın ciğerlerine dolan bol oksijenli temiz kır havası, atlar, faytonlar, işlerine gitmeye çalışan insanların manzaralarını pastoral bir tablo gibi izlerdim. Sabahın ilk ışıkları ardından güneş bu serhat şehrini aydınlatır ve yüzlerce yıllık tarihe tanıklık eden binalar güne merhaba derdi. Benim hemen her gün dikkatle içine baktığım en sıra dışı yapı şüphesiz ki Kars Kalesi’ydi. İnsanların bu kaleyi nasıl olup da bulunduğu yere yaptıklarını o yıllarda anlayamamıştım. Kale çok heybetli yapısı ve muazzam mimarisiyle çocuk havsalamda apayrı bir yer edinmişti. Yıllar sonra ne zaman Kars Kalesi’ne ait bir resim, fotoğraf ve imge görsem çocukluk günlerime gider ve o güzel günleri hayal ederim.
Kars’ın Arnavut kaldırımlı yolları, faytonlara koşulu atların bu taşlar üzerinde çıkardıkları nal sesleri son derece etkileyiciydi. Birbirini kesen geniş ve bakımlı caddeler, bu caddelerin sağına ve soluna yapılmış tarihî binalar Erzurum’dan çok farklıydı.
Bu farklılık yalnızca mimaride değil, insan manzarasıyla da kendini belli ediyordu. Farklı giysiler giyen ve farklı bir Türkçe ile konuşan insanlar bende her zaman merak uyandırıyor, yakınımdakilere “Bunlar kim?” diye sormama sebep oluyordu. Şehir; Acem, Karapapak, Terekeme, Çerkez, Kürt, Azerbaycanlı, Alevi, Malakan, Rus ve Yerli vs. gibi bugün bile anlayamadığım bir insan mozaiğine sahipti. Bunlar son derece göreceli ve geçmişten gelen ayrımlardı. Ancak herkes birbirini tanıyor, hangi gruba mensup olduğunu biliyor ve kardeşçe yaşıyorlardı…
Bizim aile “yerli” diye tabir edilen gruptandı. Aile içi ilişkiler ve akrabalar arasındaki yakınlık muazzam denecek derecedeydi. Çok sayıda hala, dayı, teyze, yeğen vs. ile küçük bir klan gibiydik. Bu klanın başı o yıllarda 70’li yaşlarda olan sütninem Azize (Ezze) Duman’dı. O yaşına rağmen sağlığı yerinde, aklı başında, çok bilgili ve sevecen bir insandı. Biz torunlarını ayırt etmeden samimi bir şekilde candan severdi. Rusça, Ermenice bilir ve bu dillerde bizim anlamadığımız şekilde hitap ederdi. Dayılarım, teyzelerim, halalarım ve onların çocukları ile bir arada olmak âdeta bayram havası içinde yaşamak gibi bir şeydi. Samimiyet ve güven o kadar fazlaydı ki ruhunuz bu coşkulu sevgiyle besleniyor ve hayatı dolu dolu yaşıyordunuz.
Okumakta olduğunuz anılar beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde aile geçmişim ve ailemin Kars’ta yaşadığı yıllar anlatılmaktadır. Ahıska’dan yola çıkan aile bireylerinin Kars’a gelişi ve burada kurdukları hayata yer verilmektedir.
İkinci bölümde ailemin 1955 yılında Kars’tan ayrılıp Erzurum’a geliş öyküleri anlatılmaktadır. Babamın kuyumculuk işini bırakıp annem ve iki küçük çocuğunu alarak Erzurum’a taşınması, benim doğuşum ve çocukluk günlerim bu bölümde ele alınmaktadır. Çekirdek aile olarak Erzurum’a taşınsak bile ailenin kalabalık yaşadığı Kars’tan hiçbir zaman kopmak mümkün olmadı. Bu nedenle çocukluk döneminden başlayıp gençlik yıllarıma kadar yılda birkaç kez gittiğimiz ve uzun süre kaldığımız Kars’ta yaşadıklarım üçüncü bölümde anlatıldı.
1970-1984 yılları arası yalnız Kars ve Erzurum için değil, bütün Türkiye için kaos yılları oldu. Bu zor zamanlara ait tespit ve değerlendirmelerim kitabın dördüncü bölümünü oluşturmaktadır. Akılda kalan ilginç anılar, bir daha yaşanmasını asla istemediğim kaotik yıllar bu bölümde verilmektedir.
Beşinci ve son bölümü aile çevrem ve unutamadığım insanlara ayırdım. Öyle renkli, öyle neşeli ve öyle ilginç insanlar tanıdım ki bunlarla sizleri tanıştırmasam olmazdı. Ülkemiz yalnızca doğa, kültür ve tarih zengini değil aynı zamanda insan zengini bir ülke. Bu insan zenginliğini maalesef göz ardı eden ve değerlendirmesini bilmeyen bir ulusun çocuklarıyız. Doğamıza, kültürümüze, tarihimize sahip çıkamadığımız gibi insanımıza da sahip çıkmasını bilmiyoruz. Oysa bu insanlarla ilgili fotoğraflar, anılar, dünden bugüne ve geleceğe kalan değerler kaybolmaması gereken soyut kültür unsurlarıdır. Bunlardan belli bir kısmını benim vasıtamla tanıyacak ve siz de bana hak vereceksiniz.
Ayrıca bu bölümde okuyacağınız Karslı Fıkraları sizleri güldürecek ve bambaşka bir aleme götürecektir. Kars insanının güzelliğini, saflığını ve çeşitliliğini yansıtan bu fıkralar bize bölge insanının mizah zekasının ne kadar parlak olduğunu göstermektedir. Hoşgörü ve espiri Karslıların en karekteristik özellikleri olarak karşımıza çıkmaktadır…
Erzurum’da doğup büyümeme rağmen Kars’ı hiçbir zaman unutamadım. Annemin, babamın ve dedelerimin şehri yalnız ülkenin değil, benim gönlümün de serhat şehri oldu. Bu anıların Kars’ın artık çoktan kaybolmuş, karanlıkta kalmış ve unutulmuş zamanlarına tutulan bir fener olmasını diliyorum.” Kitap şu bölümlerden oluşmaktadır: Önsöz, I. BÖLÜM: Aile Geçmişim ve Kars Yılları, II. BÖLÜM: Kars’tan Ayrılış, III. BÖLÜM: Kars’taki Günlerim, IV. BÖLÜM: Tarihin Penceresinden Olaylar ve İnsanlar, V. BÖLÜM: Aile Çevrem ve Unutamadığım İnsanlar: A. Kars’taki Akrabalarım, B. Erzurum’daki Karslı Akrabalarım, C. Abilerim-Arkadaşlarım, D. Karslı Fıkralarından Bir Demet, SONUÇ YERİNE, EKLER, KAYNAKLAR. Çok sayıda fotoğraf içeren çalışma yakın dönem Kars ve Doğu Anadolu tarihi açısından oldukça önemlidir.
(Sipariş vermek için 0532 722 23 94, sisterduman@yahoo.com.tr)